14 Eylül 2007 Cuma

Pigeon Island - Kusadasi - Kuşadası

Ne derseniz deyin , nasıl isimlendirirseniz isimlendirin. Karşısında Sisam adası, güneyinde Söke, kuzeyinden selçuk batısı Egenin ılık denizi ile çevrili bu talihsiz ilçeyi nasıl görüyorsanız öyledir.

Kuşadası biten arzuların yeniden canlandığı yerdir. Yaşama isteğidir, uzak yollara düşme arzusu doğurur insanın içinde. Çılğınlık yapma isteğiyle karışık bir heyecan fırtınasını doğurur bir yandan...






13 Eylül 2007 Perşembe

Kuşadası yada Kusadasi

Kuşadasi, çocukluğumun deniz kıyısı köylerinden en güzel bir tanesi idi. Bugünkü gibi her metrekaresi beton değildi. Yüksek toprak rantı yoktu. Yabancıların yerleşme eğilimi yoktu. Her şey yerli idi. Şeftali , portakal, domates, limon, patates...Her şeyi taptaze , en doğal haliyle bulurdunuz kuşadası pazarında. Ve sadece meyva, sebze türünden toprak ürünleri için kurulurdu pazar. Bugünkü gibi şehir esnafının dibine kibrit suyu döken konfeksiyon ürünleri pazarlarda yer almazdı. Hem kaliteleri bugünkünden daha iyi idi o zamanlar. Bir ayakkabıyı yıllarca giyerdiniz. Bugün iki ayı geçmez ayaklarınızla beraberliği.

Bugün Kuşadası daha bir büyüdü sanki. İnsanların olduğu gibi meyva ve sebzelerin de hormonlusu , hayatların olduğu gibi ahlakın da sahtesi ceplerde taşınmaya başladı. Her şey görsellik üzerine içi dolu cüzdanlar üzerine kurulu oldu. Kuşadası bunun en güzel örneği.

Yıllar geçtikçe benimle birlikte yaşlandı Kuşadası. Onun her yanını hırslarla dolu insan yapıları doldurdu , benim yüreğimi bir türlü unutmayı göze alamadığım çocukluğum.


İşte bugünkü kuşadası...Merak edenlere için..Saygılarımla sunarım..



Bunun adı gizli fotoğraf çekme yarışması ise, sende kazandın bende... :))